Türkiye ham çelik üretim ve ihracatında rekor kırdı

Türkiye Çelik Üreticileri Derneğinden (TÇÜD) datalarına nazaran, Türkiye’nin ham çelik üretimi geçen yıl, 2020 yılına kıyasla yüzde 12,7 artarak 40,4 milyon tona, ihracat da tıpkı devirde ölçü bazında yüzde 19,9 artışla 19,9 milyon tona ulaştı.

TÇÜD, dataları paylaşırken 2021 yılının dünya ticaretindeki tüm olumsuz şartlara karşın, çelik bölümü için başarılı geçtiğini lisana getirdi.

Ham çelik üretimi geçen yılın aralık ayında, 2020’nin tıpkı ayına nazaran yüzde 2,3 azalarak 3,3 milyon tona gerilemesine rağmen, rekora imza atılması amaçlarını de büyüttü.

SON MAMUL TÜKETİMİ DE ARTTI

En son mamul tüketimi de Aralık 2021’de yıllık bazda 4,3 artışla 2,5 milyon tona çıkarken, geçen yılın tamamında bir evvelki yıla nazaran yüzde 13,2 artarak 33,4 milyon ton oldu.

TÜRKİYE DÜNYA SIRALAMASINDAKİ YERİNİ KORUDU

İthalatın içinde Dahilde Sürece Rejimi (DİR) kaynaklı olanların hissesinin yüksek olmasının, kesimin en değerli meselelerinden olduğunu lisana getiren TÇÜD Genel Sekreteri Veysel Yayan, geçen yıl toplam çelik ithalatının yüzde 65,7’sinin, toplam 9,4 milyon tonluk yassı eser ithalatının ise yüzde 56,8’inin DİR kapsamında gerçekleştirildiğine işaret etti.

Yayan, çelik ithalatında DİR uygulamasının yol açtığı artışın denetim edilememesinin gerek Türk çelik dalı gerekse dış ticaret istikrarı açısından sürdürülemez boyutlara ulaştığını lisana getirdi.

Aralık ayındaki elektrik kesintilerinin olumsuz tesirine karşın, yılın tamamında üretimde görülen artışla Türkiye’nin, Avrupa’nın en büyük, dünyanın 7. büyük çelik üreticisi ülke olmayı sürdürdüğünü belirten Yayan, kelamlarını şöyle tamamladı: “2021 yılında, Türkiye’nin toplam ihracatı içerisinde hissesini yüzde 7,4’ten yüzde 10’a çıkaran çelik bölümümüzün, 2022’de yatırımları devam eden yeni kapasitelerin devreye girmesiyle üretimde sağlanacak yüzde 10’un üzerindeki artışlar sayesinde, kelam konusu hissesini daha da artırmasını, ithalattaki artış suratının yavaşlamasını, ihracatın ithalatı karşılama oranının yüzde 120’ler düzeyine ulaşmasını, Türkiye’nin dış ticaret ve ödemeler istikrarı açığının kapatılmasına katkısını artırmasını bekliyoruz.”